By incorporating pedestrian and bike paths into its transportation strategy, Istanbul can build a physical and social infrastructure that optimizes the participation of all people, regardless of physical and mental disabilities.
Istanbul then would be not simply Europe’s largest and fastest growing city. It would be its model.

Tuesday, January 22, 2008

Yürüyoruz, koşuyoruz, bile de kayıyoruz!


Birkaç haftadan beri yazmadım ama yürümeye devam ediyorduk. İki defa Belgrad Ormanı’na gittik, bir defa Cihangir’de dolaştık, ve iki hafta önce yalnız Isaac gelmiş ve tek başına koşmuş.



Geçen hafta sonu ise Alp’la birkaç kişi Belgrad Ormanı’nda yürüdüler, ve Necdet bir grup kayak yapmak için Kartal Kaya’ya getirdi. Eğlendik! İstanbul’a kalktığımız saatte güneş batıyordu.



Hafta içi sabahları ise, koşmak istiyenler açık, güvenli bir yol bulmaya çalışıyorlar. Geçen Salı sabahı Isaac bizi yeni bir yolda koşturdu. Saat altıda sabahleyen Isaac’la CSC’de buluşup koştuk Mecidiyeköy’e kadar. Bildiğiniz gibi Isaac çok sert bir antrenör. Çabuk koştuk ve Cihangir’e geri geldiğimizde hava hala aydınlanmamıştı. Taksim ile Cevahir arasındaki yol güzel ve koşmaya uygun: trotuar düz, geniş, ışıklı ve boş. O saatte trafik yok.

Necdet başka bir yol tavsiye etti: Gümüşsuyu’ndan inip Beşiktaş’a kadar koşun. Barbaros Bulvarı’nı binip Cevahir’e gidin oradan da Taksim’e dönün. Biraz uzun ama maraton için antrenman yaparsanız hafta içi orta uzunlukla koşunuza çok uygun olabilir.

İyi haftalar, iyi koşular, tekrar Pazar sabahı görüşmek üzere!!

No comments: