RunningIstanbul: December 2009

Wednesday, December 30, 2009

3 Ocak, Hulya ve Beyazaitaga Kaleici'nde!

Bu Pazar, 3 Ocak, saat 10.30da Beyazitaga Sosyal Tesisleri'nde, Adim Adim'in cok sevdigi uzun kahvalti sofralarindan birinin etrafindayiz.

Bir taraftan kahvaltimizi yaparken, diger taraftan muhtesem sesli arkadasimiz Hulya da kulaklarimiza bir ziyafet veriyor ve Pazar keyfimize keyif katmaya devam ediyoruz.
Kahvalti sonrasinda, surlarin hemen dis tarafinda Topkapi Sehir Parki'nin icinde bulunan, 2009 yili Subat ayinda acilmis ve Turkiye'nin ilk panoramik muzesi olan Panorama 1453 Fetih Muzesi'ni ziyaret ediyoruz.

Muzeyi de icinde barindiran park ise basli basina ayri bir konu Eskiden Topkapi garaji olarak bildigimiz, otobuslerin girip ciktigi o kesmekes mekan tamamen temizlenerek, 360 donumluk bir sehir parki haline getirilmis. Park diyince hepsi gelebilir akliniza evet, kosmak, yurumek, bisiklet, frisbee . . .

Tabii ki bunu da degerlendiriyoruz ve muze sonrasinda istedigimiz aktiviteyi yaparak parkta Pazar keyfimize devam ediyoruz. Belki de amfitiyatroda Hulya'dan bir kucuk konser daha dinleyebiliriz.

Isterseniz kahvalti oncesi ya da sonrasi, ekteki linkte belirtilmis Topkapi-Yedikule guzergahinda (gidis-gelis yaklasik 6 km) kosabilirsiniz.

Guzergah hakkinda bilgi vermesi icin sevgili Serin'in cekmis oldugu fotograflardan da faydalanabilirsiniz.

Pazar gunu TOFD'den arkadaslarimiz de yine tum program boyunca bize eslik edecekler.
Biz gezmeye, kesfetmeye, tanimaya ve tanitmaya devam ediyoruz. Siz de destek olmaya devam edin :)

Yeni yilda hersey gonlunuzce olsun, mutlu yillar.

Pazar gunu gorusmek dilegiyle.

Saat: 10.30
Bulusma yeri: Beyazitaga Sosyal Tesisleri
Kahvalti: 10 TL
Muze giris: 4 TL
Sorular: Serin 0 555 508 22 67

Monday, December 14, 2009

Surlar dibi bulusmalari: Topkapi'dan Kariye'ye

Vatan Caddesi

Sulukule

Fevzi Cakmak Caddesi

Kariye Muzesi

Florya'daki parkur

Uzun, sakin!

Cumhur Bey'e tesekkur ediyoruz!

Wednesday, December 9, 2009

Bu Pazar Egemen'le Kariye'yi Gezsek Ya!

Haydi Arkadaşlar Topkapı Kaleiçi'nde Beyazıtağa Sosyal Tesisi'nde buluşalım saat 10:00'da. Tesisimizin ikramıyla 10,- TL'ye sınırsız çay ve yumurtalı kahvaltımızı edelim. 11:00 civarında Edirnekapı'ya tramvayla ya da Sulukule Caddesi'nden yürüyerek gitmek üzere yola çıkalım ki Kariye Müzesi'nde uzun uzun Egemen'i dinlemeye vaktimiz olsun. Müze karşısında bir kahve eşliğinde dinlendikten sonra Tekfur Sarayı'nı da gezeriz. Belki Haliç kıyısında suya ulaştıktan sonra vedalaşırız.
Ulaşım: Bir önceki blog yazısına baksana!

6 Aralık "Surdibi Buluşmamız"a da katılmış olan Kariye ve Surlar rehberimiz Egemen'in o günle ilgili izlenimleri ve bu Pazar için çağrısını Egemen'in mektubundan okuyabilirsiniz:

Sevgili Arkadaslarim, Pazar gunku gezimiz super oldu. Ne zamandir bu kadar iyi vakit gecirmemistim. Gezdigimiz yerleri cok sevdim. Cok onunden gecmistim ama hic bu kadar ic ice olmamistim, surlarla, bostanlarla, oralarda yasayan insanlarla. Yemek de sahaneydi. Helal olsun o belediye tesislerine. Insallah haftaya guzel bir Kariye Muzesi gezisi yapacagiz. Kariye Muzesi, bir bakima, surlarin dun gezmedigimiz oteki tarafi oluyor. Kariye Kilisesi - Camii - Muzesi, Bizanslilardan kalma muthis mozaiklerle ve freskolarla dolu bir yer. Orayi bu yakinlarda iyi calistim ve birkac kere de baskalarina anlatma firsatim oldu. Size de anlatmaktan cok zevk alacagim. Ayrica, o civarda Tekfur Sarayi denen yeri de gorebiliriz, imkanimiz olursa. Ileride, orada Anemas Zindanlari diye ilginc bir yer de ziyarete acilacak. Onu da ilerisi icin dusunuruz. Ne yazik ki Kariye civari da engellerle dolu. Ama benim sahsi kanaatim bunlar bizi geziyi yapmaktan ali koyacak seyler degil. Haftaya Pazar tekrar cok guzel bir gun gecirecegimizden eminim (...). Herkese sevgiler Egemen

Thursday, December 3, 2009

Bu Pazar Topkapı Kaleiçi'nde yürüyoruz

Gel, herkes, gel Topkapı'ya! Bu Pazar, ayın ilk Pazarı olduğu diye, tekrar İstanbul kara surlarında eğleneceğiz. Koşarak, tekerlekli sandalyeyle giderek, bisiklet kullanarak surları ve civarını keşfedelim. Ara sırada frizbi atalım.

Meşhur Niyazi Baba ve Esat Abi Topkapı Kaleiçi Aile Çay Bahçesi'nde buluşacağız (Harita’da Surp Nagoğoyas Kilisesi yanında: Kroki), saat 10.00da, Pazar günü, 6 Aralık. Grubun keyfine göre Topkapı Şehir Parkı'ndaki spor fırsatlarını deneyelim.

Topkapı Meydanı'nın merkezi bir yer olduğu için oraya kolayca ulaşılır. Metrobüs, Otobüs (mesela Beşiktaş’tan 28T, Taksim’den 83), Tramvay (Pazartekke durağı) ve Metro (Ulubatlı durağı) ile Topkapı'ya ulaşabilirsiniz. Başka otobüs hattları araştırmak için Nasıl giderim tıklayın lütfen.

Herkesi bekliyoruz. Soru varsa, arayın bizi!
Serin
0 555 508 22 67

Fotoğrafçı Hacer Özbakır'e teşekkür ederiz

Where to Run? (European Side)

Everywhere I go in Istanbul, I see people taking advantage of the walking and running paths available to them. Unfortunately, the places suitable for foot-powered recreation in Istanbul are extremely limited. It is possible, of course, to walk almost anywhere. However, in order to get the psychological and physical benefits that come with aerobic walking – in which you keep the heart rate elevated for at least twenty minutes – you need space to move freely, without frequent stopping or slowing down for traffic.

Gathering my courage to face the dark, cold February mornings, I started exploring the “inner-city” paths where one can walk or run with relative freedom from traffic. To date, my experiments have been limited to the European side.

Maçka Park and Sarayburnu: From Taksim, my favorite paths are Tophane-Sarayburnu and Gümüşsuyu-Maçka Park. Both paths are accessible by way of less-traveled streets, making the entire work-out pleasant during almost any time of day. Maçka Park has the added advantage of an earthen path.

From Eminönü to Santralistanbul: I’ve also found that the southern shores of the Golden Horn provide an exceptionally attractive place to run. (Beware the dogs, however, which can be aggressive.) Thanks to the underpass, one need not fight more than a couple of lanes of traffic to cross Atatürk Boulevard (mind the cars as you cross the entrance and exit ramps). The down-side is that the pleasant waterside park and its long, comfortable path do not extend all the way to Santralistanbul. (Surely there are plans for this!) One can continue along the gritty road from Eyüp to the Bilgi University Campus, but the narrow sidewalk is disappointing and discouraging, particularly after running several kilometers next to the water.

The Bosphorus: For an early morning run along the Bosphorus, it’s possible to get to Kuruçeşme from Taksim within 15 minutes by bus (numbers 40 and 40T). The return trip is also fairly prompt – the earlier the better, of course. Heading north from Kuruçeşme, one follows one of the world’s most spectacular and thought-provoking courses. And if it’s cold, dark and foggy, there’s that much more room for thoughts to wander.

From Taksim to Zeytinburnu: For a longer run, head from Taksim to Yenikapi (via Tarlabaşı and Atatürk Boulevards) and continue west along to sea to the Veli Efendi Race Track in Zeytinburnu. My running mate and I tried this course, having noticed the horse park on the map, where it appears to be a generous expanse of green space. Alas, as you pass the park on your way to the Zeytinburnu Metro station, you run on a narrow sidewalk squeezed between a six-lane road and a high concrete fence. The hippodrome might as well be a factory. (To avoid this sad, ugly mess, return to Taksim along the sea, curving around Sarayburnu to the Galata Bridge, about 30 km in all.)

Utopian[?] Dreams
Running leaves so much time to think about alternatives. Might the Istanbul Municipality, for example, upgrade the sidewalks linking Zeytinburnu with the seafront? Spacious, tree-lined pedestrian paths would undoubtedly encourage people of all ages to get out of the house, elevate the heart rate and take a new look at their surroundings. And might the city, in Phase II, not also develop pedestrian and bike paths linking Gaziosmanpaşa and the Alibeyköy Reservoir with Kağıthane and Eyüp. And, eventually, Phase III would link Zeytinburnu with Şişli, Mecidiyeköy, Levent and Beşiktaş. In Phase IV, the paths would extend from Levent to Maslak to Bahçeköy and from there into the heart of Istanbul’s beloved Belgrade Forest. If you build it, they will come.

Belgrade Forest: It seems everyone – or at least anyone with access to a car or specially arranged bus service – runs in the Belgrade Forest on weekends. Indeed, the dirt path around the reservoir is a perfect place to run hard and breathe easy. Last weekend, three of us from the Cihangir Running Group joined Adim Adim for their work-out in the forest.

Adim Adim keeps running, giving and growing. Adim Adim is a rapidly growing group of very friendly, encouraging people whose company makes training more fun. As they trained for the 2011 Istanbul Eurasia Marathon, hundreds of Adim Adim members raised well over 300,000 YTL from thousands of individual donors for TOFD (The Spinal Cord Paralytics Society of Turkey), TEGV (Education Volunteers of Turkey), Bugday (Ecological Foundation), and TOG (Social Volunteers of Turkey). Adim Adim is open to anyone looking for camaraderie with other runners and advice on training – how to avoid injury, staying flexible, developing the proper stride, etc.

My advice to readers interested in the future of running in Istanbul is to pay attention to Adim Adim (www.adimadim.org).

RunningIstanbul