By incorporating pedestrian and bike paths into its transportation strategy, Istanbul can build a physical and social infrastructure that optimizes the participation of all people, regardless of physical and mental disabilities.
Istanbul then would be not simply Europe’s largest and fastest growing city. It would be its model.

Friday, September 11, 2009

Alibeyköy'ün gelişmelerini gezelim


Şimdilik Alibeyköy'de koşulacak yer var mı? Bu mahalle çabuk değişiyor. Koşucular için, yayalar için neler yapıyorlar acaba? Bakalım, dolaşalım biraz, bu Pazar sabahı.

Koşarak, yürüyerek, bisiklet kullanarak -- herkes keyifine göre hareket edebilir Alibeyköy Deresi boyunca. Başlangıç olarak, Alibeyköy "Mısır" Meydanı'nda (Kıvrılan Sokak) buluşalım, 13 Eylül, saat 8.00de, tam ünlü mısır heykeli önünde.

Not: Arkadaşımız Faruk her gün işe giderken Alibeyköy'ü geçiyor. Faruk Abi'ye göre, Alibeyköy yoğun yağışlar'dan etkilenmemiş, sorun yokmuş orada.

Bu haftanın Pazar Güzergahı: Alibeyköy Merkez'den çıkıp dere boyunca yürüyebiliriz. 7 km (aşağı yukarı).

Koşunun Gidişi: Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi ve Baraj Yolu Caddesi.



Koşunun Dönüşü: Atatürk Caddesi (Şu an belli bir koşu parkuru yok, ve kaldırım caddenin genişliğine göre dar. Ancak koşular buralarla ilgilerini gösterirseler, daha güzel, uygun ve güvenli bir parkur çıkabilir diye düşünüyorum.)







Yoruluyorsak, merkezde, Atatürk Caddesi'nde, hastanenin karşısında çok hoş bir çay evinde oturabiliriz (kuaförün yanında).









Aç olduğumuz zaman, Alibeyköy Stadı'nın yanındaki Urfalı Halil'in dürüm lokantası'na gidebiliriz. Halil Abi çok misafirperver. Belki istersek. futbol sahasında maç oynarız!

Veya daha lüks bir brunch yapmak için, Santralistanbul'da Tamirhane var. Öğleden sonra ise, Cihan'ın güzel bir önerisi var: Koç Müzesindeki
Minyatür odalar sergisi 15 Eylül'e kadar sergileniyor. Koştuktan sonra orası da gezilebilir. Harika bir pazar olur.




Ulaşım: Şişhane'den dolmuş var, Mecideköy'den 49 nolu otobüs var, ve Eminönü'den 99 ve 399 nolu hatları da var. Başaka hatlar için Nasıl giderim tıklayın.

Eskiden Alibeyköy hep tarla imişti; padişahının ordunun atları buralarda üretilen mısır yiyorlarmıştı. (Evet, heykel gibi Türkçem biraz komik.) Alibeyköy'de 1950'lı yıllardan itibaren (veya daha erken) gece kondular ortaya çıkmaya başladı. O zamandan kalan küçük evler gerçekten hoşuma gidiyor. Şimdi daha büyük ve bazen pırıl pırıl bir kaplanmayla beton binalar çıkıyor, eski evler arasında . . .





No comments: